Dolunay insan davranışlarınıetkiler mi?
İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın
dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir
varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu
görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların
gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde
doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki
su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi
yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın
parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık
miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.
Niçin gözyaşı dökeriz?
Dünyadaki canlılardan
sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum
şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında
gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır.
Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer
Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan
doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal
gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın
nedeni açıklanamamıştır.
Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz?
Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi
saklayan hafızamızın beynimizde anıveya öykü şeklinde organize
olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim
kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarını anlatamıyorlar.
Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler
düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip
oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor,
öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4
yaşlarında kaydetmeye başlıyor.
Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?
Eğerköşeli olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf
olurdu. En dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki
yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta
yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol
çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani düz bir yerde
kaybolması olanaksızdır. Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre
şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kasların
büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı
yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin nedeni de
budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları küresel
biçimdedir.
Develerin hörgüçlerinde ne var?
Genelde hörgüçlerinde
su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıkları söylenir ama
doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ bulunur.
Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini sağlarlar
ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develer suya
az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha
büyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler.
Su kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez.
Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?
Yalnız çinlilerin değil, Orta ve
Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da
gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı
yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda
gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok
inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun
kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar
gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar
yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde
yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız
gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş,
burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de
koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç
tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük
göz kapaklı, demek daha doğrudur.
Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?
Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi
yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler
seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha
yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa
dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık
organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana
kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık
vermeye yetmediği için böceğinışık bölgesine yakın solunum organının
ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir
Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?
Aslında kumaş
ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir.
Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti
daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş
yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına
gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı,
çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç
kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan
sonra yıkandığında çekmez.
İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?
Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu
saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır
ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere
çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3
rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu
bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati
kurabilirler.
Bir hafta niçin 7 gündür?
Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk
çağlarda bilinen
beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli
ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve
doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu
sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim
yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi.
Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda
yine hafta 7 gün olarak kaldı.
Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?
Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların
içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk
hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi
nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok
kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu
için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı
çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.
İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir?
Çok kişi "Save our
Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu kurtar; "Stop Other
Signals" diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı sanır. Oysa
hiçbiri değildir. Tamamen telgraf zamanından kalma mors alfabesiyle
ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda tutulabilmesi için 1908
de üç çizgi, üç nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi.
Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur?
Bir
sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor
dizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma minik lastik
bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldır
kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni
sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını
ve gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omirilik ise bu basınca
dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacak
tekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin,
yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıyla
gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusunda
bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir.
Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir?
Kalemin tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş
çakmak taşlarıyla duvar resim/leri yapmıştır. Mürekkepli metal
kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile
bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat
rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir.
Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır.
Dolmakalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da
giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan
tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde
mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye
aracılığıyla aktarılır. Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı
kaliteli kılmasıdır.
Pille çalışan portatif
radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi
kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark
pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar
açıldığında pillerden çekilen akım yüzde 30 artmaktadır. Bu durum,
küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün
radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır.
Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?
Sabah güneş doğarken
ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok
horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü
olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu
da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler. Gün boyu hem
horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler
ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve
kuşların sabah gün
doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır
Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?
Sineklerin her türü
kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızın
ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya
karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına girdiği zaman oluşan ısı
düşmesinden etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları yoktur.
Ölmeden önce yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve
yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca yumurtalar
çatlar ve yine sinekli günler başlar.
Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor?
Tek nedeni vardır,
vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş iki kap vardır.Dıştaki
metal bir kap olup içteki
genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki hava ise
boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen
tama yakın bir boşluk vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de
ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde
kalır.İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece
termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.
Kuşlar nasıl konuşabiliyor?
Her insan ağzıyla
konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde
oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu
nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma
değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler
ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı
olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde, karın boşluğunun
derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır.
Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini
taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.
Kediler balık ve sütü niçin severler?
Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi
yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya
girmeyi sevmezler. Evkedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve
farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da
Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak
yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedilerifare avcıları
olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan
ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık
avlayarak yaşamaktadır. Patileriile balıkları sudan dışarı atar,
gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları
onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de
Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından
kaynaklanmaktadır.